Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Afrika Enstitüsü Eş-Direktörü Dr. Huriye Yıldırım Çınar, sosyal medya hesabından Afrika’nın Sahel kuşağı ülkelerinde yaşanan darbeler ve istikrarsız ortamın, suç ve terör örgütlerinin faaliyetleri için elverişli bir ortam oluşturduğunu paylaştı. El Kaide ve DAEŞ gibi küresel terör örgütlerinin bölgede oluşturdukları alt gruplarla Sahel ve çevresinde daha karmaşık tehditlerin ortaya çıkmasına neden olduklarını kaydeden Dr. Çınar, terör tehdidiyle mücadele edeceği vaadiyle bölgeye gelen dış aktörlerin çözüme değil, çözümsüzlüğe hizmet ettiğini ifade etti.
TASAM Afrika Enstitüsü Eş-Direktörü Dr. Huriye Yıldırım Çınar’ın paylaşımı şu şekilde;
Sahel kuşağı 2020’den beri darbeler ve karşı darbelere maruz kalıyor. Bu istikrarsız ortam diğer taraftan suç ve terör örgütlerinin faaliyetleri için oldukça elverişli bir ortam yaratıyor. El Kaide ve DAEŞ gibi küresel terör örgütleri bölgede oluşturdukları alt gruplarla “bu bulanık suda” daha fazla çıkar elde etmek için çetin bir mücadele sürdürüyor, Sahel’de ve çevresinde daha karmaşık tehditlerin ortaya çıkmasına neden oluyorlar.
Bu terör tehdidiyle mücadele edeceği vaadiyle bölgeye gelen dış aktörler de çözüme değil aslında çözümsüzlüğe hizmet ediyor. Amaçları bölgenin doğal kaynakları çünkü. Güvenliği sağlamak için nakit ödemeye yapamayan bölge devletlerinden doğal kaynaklar üzerinde imtiyaz alarak askeri işbirliği yapma seçeneği sunuyorlar. Bu da geleneksel partnerlerinden umduklarını bulamayan Afrikalı liderler için makul bir teklif olarak görülüyor.
Geleneksel ve kıtada yeni yükselen, meşru olmayan stratejilere yönelebilen aktörler bölgede kendileriyle işbirliği yapmaya niyetli olmayan siyasi elitleri ortadan kaldırmak için de çaba sarfediyor. Bu nedenle Sahel’de sıkça darbe girişimleri ve siyasi propagandalar gündeme geliyor.
İşin özü aslında bu çıkarlar sarmalı ve onların yönelttiği tehditlerden ibaret. Afrikalı siyasi elitler bu vahim durumu ortadan kaldırmak için barışçıl ve etkili yöntemlerin tartışılacağı, işlevsel bir diyalog sürecini ACİLEN başlatmalıdır.