Context.news haber sitesinden Kim Harrisberg, Güney Afrika’da sözleşmeli köleliğe zorlanmak üzere İngilizler tarafından 150 yıl önce serbest bırakılan ve şu anda Güney Afrika’nın doğu sahil kenti Durban’da yaşayan Amakua-Zanzibari topluluğunu ziyaret etti.
Soyu köleleştirilmiş Mozambiklilere dayanan topluluğun atalarının özgürlüğünün 150. yılı nedeniyle düzenledikleri festivale katılan Harrisberg topluluk üyeleriyle Apartheidrejimi ve hak talepleri üzerine röportajlar yaptı.
Topluluğun yaşlılarından 75 yaşındaki Wally SheikAnwarudeen, kölelik sona erdiğinde sadece köle sahiplerine ve tacirlerine tazminat ödendiğini hatırlatarak Amakua’larınsömürgeci sözleşmeli işçi sistemi altında Güney Afrika’da özgürlükleri için çalışmak zorunda kaldıklarını ve onlarca yıl sonra soylarından gelenlerin apartheid yıllarında “sadece beyazlara ait” topraklardan zorla çıkarıldıklarını söyledi.
“Evimize gönderilmemiz gerekirdi ama bunun yerine bir koloniye gönderildik, topraklarımız bir hiç uğruna elimizden alındı” diyen Anwarudeen festival sırasında topluluk liderlerine topluluğun el konulan topraklarının iadesi ve dil ve kültürlerini korumaya yönelik girişimlere mali destek çağrısında bulundu.
Amakua yaşlıları taleplerinin çok yönlü olduğunu, ancak ellerinden alınan apartheid topraklarının geri alınmasının temel talep olduğunu söylüyorlar. Sözleşmeli Amakua işçileri başlangıçta Durban’ın Bluff mahallesindeki topraklarda yaşamlarını yeniden kurdular, ancak 1950’lerde ırkçı grupları fiziksel olarak ayırmak için bir böl ve yönet yöntemi olan apartheid dönemi Grup Alanları Yasası uyarınca sürüldüler.Bluff bir beyaz mahallesi haline geldi ve Amakua’lar ağırlıklı olarak Kızılderililerin yaşadığı Chatsworth’a götürüldüler. Yaklaşık 20 yıl önce Bluff’a geri dönmek için toprak talebinde bulundular, ancak topluluk büyükleri Adalet Bakanlığı’ndaki idari gecikmelerin devir teslim sürecini durdurduğunu söylüyorlar.
Amakua’lar eski topraklarını geri almanın yanı sıra, çevrimiçi arşivler, bir miras müzesi, bir mentorluk programı ve okul dil programı oluşturarak Emakhuwa dillerini ve kültürlerini korumak ve tanıtmak için ayrıntılı planlara sahipler. Ayrıca bu projeler için yerel ve uluslararası hükümetlerden finansman desteği talep ediyorlar.
Anwarudeen ve diğer topluluk üyeleri, bu tür girişimlerin, Hintli ya da Müslüman olmak için “fazla Siyah” ya da Siyah olmak için “fazla Müslüman” olarak görüldükleri bir ülkede kimliklerini gururla geri isteme kararlılıklarını yansıttığını söylüyorlar. Festivale ailesiyle birlikte katılan 19 yaşındaki Faatima Sulaiman, “Buraya köle olarak getirildiğimizi öğrendiğimde kalbim kırıldı,” dese de yine de bununçocuklarının bilmesini istediği bir tarih ve kültür olduğunun altını çiziyor.
Amakua yaşlıları genç nesillerin kökleriyle yeniden bağlantı kurmalarını sağlamak istiyorlar. Bu nedenle festivale davet edilenler arasında Mozambik’ten gelen ve Emakhuwalehçesinde şarkı söyleyen bir grup Amakua ziyaretçisi de vardı. Festivalin organizatörlerinden kültürel lider JinikiFraser’ın, “Nereden geldiğimizi unutursak nereye gittiğimizi de bilemeyiz,” sözleri köklerle bağlantıyı koparmama isteğinin bir göstergesiydi.
Amakua’lar ayrıca adalet için verdikleri mücadelenin dünyanın dört bir yanındaki köleleştirilmiş insanların torunlarına ilham vermesini umuyor. Bu düşünceye sahip olan 74 yaşındaki Amakua Yaşlılar Komitesi Başkanı MoosaSalim, “Her köle torunu pes etmemeli. Dişinizle tırnağınızla mücadele edin. Gidin ve yolları arayın ve size benzer durumlarda olanlardan bilgi alın” diyor ve ekliyor, “Özgürlüğünüz için savaşın.”