Sosyal medyada ve haber sitelerinde dolaşımda olan “British Museum’da Hırsızlık” başlığıyla sunulan taze bir haber, insanı şok edecek boyuttaydı: Böyle bir şey nasıl olabilirdi? Kim inanabilirdi böyle bir şeye? ‘British Museum’ denilen mekan; hırsızlık ve talan üzerine kurulmuş, çaldığı bu eserlerin teşhiriyle dünyaca nam salmıştı. Yani eserlerin oradan çalınması, hırsızdan mal çalmayla aynı anlama geliyordu. Şok edici nokta da burasıydı.
Batı Müzelerinin kurulmasında Kolonyalizmin oynadığı rol dolaysızdır. Unutulmaya çalışılan Arkeolojinin karanlık tarihi burada vitrine çıkar. Arkeoloji saygın bir bilimdalı olana kadar müzelere malzeme toplayan ajanların görevlilerin kılıfıydı. O, saygın bilimdalı olurken bile hiçbir zaman eski alışkanlığınıbir kenara bırakamadı. Antropoloji de Arkeolojinin başka görevli bir kardeşi olarak uzun yıllar hizmet etti. Bu iki bilimdalının diğer bilimdalları ile halen Kolonyalizme yardım ve yataklık etmediğini söylemek aslında çok zordu.
Saygıdeğer ve hayranlıkla bakılan Batı Müzelerinin vitrinleri saklanmış kan, gözyaşı, zulümler ve felaketler geçidi gibidir. Nitekim Iraklı bir Arkeologun Batı müzelerden birini gezerken Irak Devlet Müzesinden çalınan, o zamanlar kendi elleriyle müzeye yerleştirdiği yani o tanıdık eserleri dostlarıgörünce ağlamaya başlaması, vitrinde saklanmış binlerce zulüme karışmıştı. Dünyanın en büyük Prehistorya Müzesi Irak’ta talan edildi. Bu Müzenin farkı, Batı müzelerinin ayrılmaz parçası olan talandan, hırsızlıktan uzak olmasıydı yani tamamen orijinal eserlerden oluşmasıydı.
‘ British Museum’da Hırsızlık’ta yaklaşık 2(iki)Bin parçanın çalındığı söyleniyordu. Çin’in “eserlerimi ücretsiz geri ver!” talebi söz konusuydu. Çünkü İngiltere’deki müze, Batı’daki en büyük Çin antika koleksiyonuna sahipti; onları çalmıştı. 23(yirmiüç) Bin Çin kültürüne ait parça buradaydı. Bu durum,sadece ve sadece Çin ayağıydı peki dünyanın diğer ülkeleri ve kıtalarından neler gitmişti? Son dönemde İslâm coğrafyasında çalınan eserlerin envanterleri henüz tutulmamışken taşınır ve taşınmaz eserlere ait durumlar neydi? Nasıl bir felaketin içindeydik? Bunları bilmiyoruz ve bunları bilmek için daha farkında olabilmek için gereken bilinç düzeyinden de siyasal düzeyden de fersah fersah uzağız. Kolonyalizmin bu konumu bizleri rahatsız da etmiyor üstelik. Hatta tam tersine;eserlerimizin oralarda olması (yağmalanması) bizlere adeta bir nimet gibi sunulur; şükür namazı kılmamız bile istenir. Şayet o eserler bizim elimizde olsa kıymetini bilmeyip yok edeceğimiz iddia edilir.
‘British Museum’da Hırsızlık’ akla başka düşünceleri de getirmektedir. Dünyanın en nitelikli hırsızından mal çalmanın kolay olmaması gerekir. O halde burada uzun vadeli planların devreye girdiği düşünülebilir. Buna göre; İngiltere için kötü giden bir gidişatta B Planı yapılmış olabilir ve böylelikle yarın kendi eserlerini isteyen talep eden ülkelere karşı şimdiden bir önlem alınmış olur. Cevap hazırdır: “eserlerinizi seve seve iade ederdim ama maalesef çalındı!”. Kolonyalizme karşı dünyada ortaya çıkan sıcak ve keskin gelişmeler bunu böyle de düşünmemizi fısıldar. Herşeye rağmen müzedeki sözde hırsızlıkta; değişmeyen, sabit ve kesin olan, asla tereddüt etmeyeceğimiz şey ise; o sözde çalınan eserlerin orijinal olmadığı gerçeğidir. Kimsenin şüphesi olmasın ki; çalındığı duyurulan eserlerin tamamı kopyadır. Orjinali her zaman olduğu gibi İngilizlerin (kolonyalistlerin) ellerindedir.
Çin’in yaptığı talebi artık tüm diğer ülkeler yapmalı, sanatın vitrini taşlanmalıdır. Her ülke İngiltere’den ücretsiz eserlerini geri istemelidir. Kolonyalizmin sanat vitrinleri hayranlıkla gezilecek yerler olmaktan kurtulmalıdır. Sanat felsefesinin çoğu zaman Kolonyalizmi kurtarmak için ortaya attığı “eski eserlerin sahibi aslında kim?” gibi tuzak sorular da aşılıp ülkelerin taşınır ve taşınmaz eserler konusunda politik ısrarı sürdürülmelidir. Şüphesiz ki; sanat ve müze meselesi, Kolonyalizmin bir parçasıdır ve ondan bağımsız ele alınamaz. Bu yüzden Kolonyalizmin kökten yıkılması ve yok olmasınihayi hedeftir. Bununla birlikte her talan edilmiş ülke de kendi eserleriyle birlikte tarihten bugüne uğradığı felaketler için maddi ve manevi tazminat istemelidir. Yani British ve diğer Batı Müzelerinden yalnızca eserler değil talan edilen her şey için geri istenmesi gereken koskoca bir alacak olmalıdır. Bu ise Kolonyalizmin yıkılacağı, yok olacağı ilişkin başka bir önemli köşe taşı olabilir.