38 gündür İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ediyor. 7 Ekim’den bu yana masum siviller, kadınlar, çocuklar, kundaktaki bebekler katlediliyor, uluslararası hukuk yok sayılıyor.
Kan donduran görüntüleri ekranlardan film izler gibi izliyor, İsrail zulmüne dünyanın dur demesini bekliyoruz.
Gazze, hava saldırılarıyla yok edilirken, masum Filistinlilerin insani yardımlara dahi ulaşması engelleniyor. İsrail, dur durak bilmeden, sivil halkı çatışmaların merkezinde konumlandırıyor.
Medyaya sansür uygulanıyor, yaşananları dünya kamuoyuna aktarmaya çalışan gazeteciler öldürülüyor. Batı medyası yanlı yayınlarıyla dezenformasyonlara yer veriyor.
Batılı devletler İsrail’in soykırım ve katliamlarına sessiz kalmasının yanı sıra destek ziyaretleri için sıraya giriyor.
Yaşanan vahşeti durdurmak bir kenara dursun, İsrail ve Netanyahu hükümetini dahi kınayamayan, üstüne tepki gösteren halkları sindirmeye çalışan Batı, ikiyüzlü tutumunu da açık ediyor.
Batının bu tutumu çok eski bir olaya değil, yakın zamanda patlak veren Rusya-Ukrayna savaşında kendini adeta bir turnusol gibi ortaya koyuyor.
30 Nisan 2022 tarihinde Rusya-Ukrayna savaşına yönelik konuşan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Direktörü John Kirby, “Putin’in Ukrayna’da yaptıklarını, ordusunun Ukrayna’da yaptıklarını izlemek çok zor.
Etik ve ahlaki bir insanın bunu savunabileceğini düşünmek kolay değil. Diğer zor olan şey de bazı fotoğraflara bakabilmek.
Aklıselim, ciddi, olgun bir lider bunu yapmaz. Psikolojisini bilmem ama sanırım hepimizin ahlaksızlığıyla ilgili konuşabiliriz” diyor.
Aynı Kirby, bir yıl sonra ise İsrail’in Gazze katliamı için “Bu bir savaş, bir çatışma. Kanlı, çirkin ve karmaşık olacak. Masum siviller zarar görecek. Bunun olmamasını diliyorum” demeciyle batının ikiyüzlülüğüne tarih sayfalarında yeni bir yer daha açıyor.
Batılı devletlerin Rusya’ya, şirketlerine ve iş insanlarına uyguladığı yaptırımların sayısı bugün on binlerle ifade ediliyor.
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği yeni yaptırım paketlerini devreye alıyor. Uluslararası kuruluşlar Rusya’ya karşı halen daha yeni yaptırımlar açıklıyor.
Rusya UEFA tarafından tüm spor organizasyonlarından men ediliyor. Turnuvalara katılma hakları ellerinden alınıyor.
Batı ülkeleri Rusya’ya ağır bir ekonomik bedel ödetmek istiyor.
Neden? Çünkü Rusya, Ukrayna’da savaş suçu işliyor.
Rusya’ya yaptırım uygulayan Batı hükümetleri neden İsrail’e aynı şekilde davranmıyor? Kaldı ki İsrail Gazze’de sivilleri doğrudan hedef alıyor. Hastaneleri, okulları, yaşam alanlarını bombalıyor.
Mesela UEFA, çocukları ve bebekleri katleden İsrail’i uluslararası müsabakalardan ne zaman men etmeyi düşünüyor ya da düşünüyor mu?
Avrupa basketbolunun en prestijli organizasyonu Euroleague’i düzenleyen federasyon yaptırım uygulamayı geçtim, destek oluyor. İsrail takımı Maccabi ile Fenerbahçe maçı İsraillilerin talebi üzerine İstanbul’dan Belgrad’a alınıyor.
Hem katliam yapıyorlar hem de istekleri doğrultusunda organizasyonları yönlendiriyorlar.
Birleşmiş Milletler, yaptırımların caydırıcılığına inanmıyor mu? İnanmıyorsa neden Rusya’ya karşı yapılan hamleler İsrail’e karşı yapılmıyor?
Batı’nın yaptırım kartını neden kullanmadığına önceki tecrübelerimize dayanarak cevaplar üretebiliriz. Peki, Gazze’nin yanında olduğunu söyleyenler neden yaptırım uygulamıyor? Neden çekiniyorlar?
Geçmişte Afrika toplumlarını sömüren Batı, bugün yaptırım kartını da istedikleri sonucu elde etmek için öne sürüyor. Tek amaçları istediklerini almak. Ancak burada insanlık yok oluyor.
İsmet Özel’in, ‘İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse diğerine sağır’ cümlesi, bugün sözüm ona gelişmiş ülkelerin içinde bulunduğu vahim tabloyu ortaya koyuyor.
Ancak iktidarların aksine halkların meydanlara sığmayan tepkileri durmuyor. Dünya tarihinde belki de ilk kez insanlar İsrail’in zulmünün durdurulması için sokaklara çıkıyor. Topluluklar her geçen gün çoğalıyor.
Metroda, stadyumda, sokaklarda, alışveriş merkezlerinde, cadde ve sokaklarda…
Londra’nın caddelerinde, New York’ta, İstanbul’da, Paris’te, Varşova’da, Glasgow’da, Madrid’de, Brüksel’de ve dünyanın farklı noktalarında Gazze için vicdan sahibi insanlar seslerini yükseltiyor. Tepkiler çığ gibi büyüyor.
Filistin’deki zulme sessiz kalmayan toplumlar hükümetlerinin yaşanan katliamla ilgili politikalarını yeniden gözden geçirmelerini sağlıyor.
Açıklamalar yumuşuyor, minik de olsa eleştirel yaklaşımlar sergileniyor.
Fakat her ne olursa olsun son bir ayda 5 bini aşkın çocuk öldürüldü ve her 10 dakikada bir Gazze’de bir çocuk hayatını kaybediyor.
İlaçsızlık nedeniyle kuvözdeki bebekler ölüyor. Hastanelerde yeni doğan bebeklerin üzerine bombalar yağmaya devam ediyor.
Elektrik olmadığı için hastalar tedavi edilemiyor. Kadın yaşlı demeden herkes ölümle yüzleşiyor. En temel insani haklar çiğneniyor.
Her defasında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünden dem vuran, Rusya’ya daha ilk andan bugüne kadar yaptırımlar uygulayan Batı, orta çağ karanlığına rahmet okutacak bir vahşeti tüm aymazlığıyla savunmaya devam ediyor.